-
1 toz çıkarmak
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > toz çıkarmak
-
2 toz
порошок, пудра, пыль- toz çıkarmak
- toz emici
- toz geçmez
- toz giderme
- toz koparmak
- toz oluşumu
- toz toplayıcı
- toz tutucu
- alüminyum tozu
- asılı toz
- bakır tozu
- bileme tozu
- bronz tozu
- cüruf tozu
- demir tozu
- elmas tozu
- grafit tozu
- ince toz
- kaya tozu
- kaynak tozu
- kömür tozu
- kurşun tozu
- kuvars tozu
- parlatma tozu
- radyoaktiv toz
- taş tozu
- tutkal tozu
- zımpara tozuİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > toz
-
3 toz
1.1) пыль; части́цы (чего-л.)tozunu almak — а) выбива́ть (выкола́чивать) пыль из чего; б) перен. бить, колоти́ть, дуба́сить; лупи́ть
toz bezi — тря́пка для стира́ния пы́ли
tozunu çıkarmak — вы́трясти пыль
toz geçmez — пыленепроница́емый
toz kaldırmak или toz koparmak — поднима́ть пыль, пыли́ть
toz silmek — вытира́ть пыль
toz tanesi — пыли́нка
2) порошо́кtoz şeker — са́харный песо́к
diş tozu — зубно́й порошо́к
süt tozu — сухо́е молоко́, молоко́ в порошке́
3) крупи́нка, части́чка2.порошкообра́зный; измельчённый; мо́лотыйtoz biber — мо́лотый пе́рец
◊
tozu dumana karıştırmak — поднима́ть пыль столбо́м, спеши́ть, мча́ться во весь дух◊
-a toz kondurmamak — а) сдува́ть пыли́нки с кого, леле́ять, оберега́ть кого, трясти́сь над кем; б) выгора́живать, защища́ть кого, не ве́рить ничему́ дурно́му относительно кого, не признава́ть недоста́тков за кем◊
(ortalığı) toz pembe görmek — смотре́ть [на мир] сквозь ро́зовые очки́; ви́деть [всё] в ро́зовом све́те
См. также в других словарях:
püskürmek — i 1) Ağzında bulunan bir sıvı veya toz durumundaki bir şeyi hızla savurtarak dışarı çıkarmak 2) nsz Yanardağ lav çıkarmak, indifa etmek 3) nsz, mec. Öfkeyi aniden dışarı vurmak Yeniden yepyeni bir insan olmak için zaman zaman bir volkan hâliyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
banmak — i, e, ar Katı bir şeyi sulu veya tuz, biber vb. toz durumundaki maddelerin içine batırıp çıkarmak, bandırmak Kahvaltımı önüme serer / Reçele ekmek banar, yerim. B. Necatigil … Çağatay Osmanlı Sözlük
çiçek — is., ği, bit. b. 1) Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü 2) bit. b. Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım. R. H. Karay 3) mec. Davranışları hafif, toplum… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzmek — 1. i, er 1) Derisini çıkarmak, derisini soymak 2) hlk. Çok para istemek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek 2. nsz, er 1) Kol, bacak, yüzgeç vb. organların özel hareketleriyle su yüzeyinde veya su içinde ilerlemek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük